KASTEN ÖLDÜRME SUÇU VE NİTELİKLİ HALLERİ

KASTEN ÖLDÜRME SUÇU VE SUÇA ÖZGÜ NİTELİKLİ HALLER(TCK m.81-82)

Kasten Öldürme Suçu, Türk Ceza Kanunu'nun m.81-86 arasında bulunan İnsan Hayatına Karşı İşlenen Suçlar başlığı altında 81. Madde kapsamında düzenlenen bir suç olup, insan yaşamını sona erdirme neticesiyle çok ağır bir suç niteliği taşımaktadır. Kanun koyucu hem suçun temel haline hem de nitelikli hallerine bağlamış olduğu yaptırımları anlayabilmek bakımından kanun maddelerini ve gerekçelerini incelemek son derece faydalıdır;

TCK m.81: (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

MADDE GEREKÇESİ: Maddede kasten öldürme suçunun temel şekli tanımlanmıştır.

Maddede yapılan düzenlemeyle, 765 sayılı Türk Ceza Kanunundan farklı olarak, suçun temel şekli açısından müebbet hapis cezası öngörülmüştür.

Bu düzenlemeyle, kişinin hayat hakkına verilen önem vurgulanmıştır.

TCK m.82: - (1) Kasten öldürme suçunun;
a) Tasarlayarak,
b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek,
c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak
suretiyle,
d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş, boşandığı eş veya kardeşe karşı,(3)
e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Gebe olduğu bilinen kadına karşı,
g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla,(1)
i) (Ek:29/6/2005 - 5377/9 md.)Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle,
j) Kan gütme saikiyle,(2)
k) Töre saikiyle,(2)
İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

MADDE GEREKÇESİ: Maddede, kasten öldürme suçunun, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren nitelikli hâlleri belirlenmiştir. Söz konusu suçun seçimlik olarak belirlenen bu nitelikli şekilleri, bentler hâlinde sıralanmıştır.

(a) bendinde, kasten öldürme suçunun tasarlayarak işlenmesi, bir nitelikli hâl olarak kabul edilmiştir.

(b) bendinde, öldürme suçunun canavarca hisle veya eziyet çektirerek işlenmesi bir nitelikli hâl olarak öngörülmüştür. Bent kapsamında iki seçimlik harekete yer verilmiştir.

Kişinin acıma hissi olmaksızın bir başkasını öldürmesi hâlinde canavarca hisle öldürme söz konusudur. Canavarca hisle öldürmenin arzettiği özellik, öldürmenin vahşi bir yöntemle gerçekleştirilmesidir. Kişinin yakılarak, uyurken kulağının içine kızgın yağ dökülerek ya da vücudu parçalanarak öldürülmesi, buna örnek olarak gösterilebilir.

Bu bentte yer verilen ikinci seçimlik hareket ise, kişiye eziyet çektirilerek öldürülmesidir. Bu durumda, kişi hemen değil, belli bir süreç içinde acı çektirilerek öldürülmektedir. Örneğin kişiye gözleri çıkarılarak, kulağı ve sair organları kesilerek acı çektirilmekte ve sonuçta öldürülmektedir.

(c) bendinde ise, öldürmenin genel tehlike yaratmak ya da tehlikeli araçlar kullanılmak suretiyle işlenmesi, bu suçun nitelikli hâli olarak tanımlanmıştır.

Genel tehlike yaratmak, başlı başına bir suç oluşturmaktadır. Genel tehlikeye sebebiyet verme suçunun oluşabilmesi için ölüm veya yaralama ya da malvarlığına zarar verme gibi bir neticenin meydana gelmesi gereksizdir. Bu nedenle, kasten öldürme suçunun genel tehlike yaratmak suretiyle işlenmesi hâlinde, hem genel tehlike yaratma suçu hem de kasten öldürme suçu birlikte gerçekleşmiş olmaktadır. Fikri içtima hükümleri uygulanmak suretiyle bu durumda kişiye daha ağır cezayı gerektiren kasten öldürme suçundan dolayı cezaya hükmetmek gerekecektir. Ancak, bu bent hükmüyle söz konusu durum, kasten öldürme suçunun nitelikli hâli olarak kabul edilmiştir.

(d) bendinde ise, kasten öldürme suçunun belli akrabalık ilişkisi içinde bulunulan kişilere yani üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı işlenmesi, bu suçun diğer bir nitelikli hâli olarak tanımlanmıştır.

(e) bendinde, kasten öldürme suçunun çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi, bu suç açısından bir nitelikli hâl olarak öngörülmüştür. Çocuk olması veya ileri yaşı, hastalığı, malûllüğü veya ruhî veya fizik güçsüzlüğü nedeniyle kendini korumaktan âciz bir kimseye karşı fiilin işlenmesi, gerek faildeki ahlâkî kötülüğün mefruz çokluğu gerek fiilin icrasındaki kolaylık dolayısıyla, nitelikli hâl sayılmıştır.

(f) bendinde ise, kasten öldürme suçunun gebe olduğu bilinen kadına karşı işlenmesi bir nitelikli unsur olarak kabul edilmiştir. Suçun gebe kadına karşı işlenmesi hâlinde iki hayata son verilmektedir. Bu nedenle, belirtilen durumda faile daha ağır ceza verilmesi öngörülmüştür. Failin söz konusu nitelikli unsur dolayısıyla sorumlu tutulabilmesi için, mağdurun gebe olduğunu bilmesi gerekir; yani suçun bu nitelikli unsuru açısından failin doğrudan kastla hareket etmesi gerekir.

(g) bendinde, suçun kamu görevlisine karşı ve görevini yerine getirmesi dolayısıyla işlenmesi, bu suçun nitelikli hâli olarak kabul edilmiştir. Suçun salt kamu görevlisine karşı işlenmesi yeterli değildir; mağdurun, görevinin gereklerine uygun davranılması dolayısıyla öldürülmesi gerekir. Hatta, kamu görevliliği sıfatı sona ermiş olsa bile, kişinin kamu görevinin gereklerine uygun davranması dolayısıyla öldürülmesi hâlinde de bu nitelikli unsur oluşacaktır.

(h) bendinde, bu suçun güdülen amaç itibarıyla nitelikli hâline yer verilmiştir. İşlenmiş olan bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmekte olan bir suçun işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla, kişi öldürüldüğünde, amaç suç araç suç ilişkisi söz konusudur. Suçun bu nitelikli hâlinin oluşabilmesi için, belirtilen amaçlarla bir kişinin öldürülmesi yeterlidir; öldürmek suçuyla amaçlananın gerçekleşmesi gerekmez. Bu nedenle, örneğin bir banka soygununu gerçekleştirebilmek amacıyla öldürme suçunun işlenmesi hâlinde, fail hakkında bu nitelikli unsur dolayısıyla cezaya hükmedilecektir. Banka soygununun gerçekleşmesi hâlinde, failin ayrıca bu suçtan dolayı da cezalandırılması gerekir. Başka bir deyişle, bu gibi durumlarda gerçek içtima kurallarını uygulamak gerekir.

(i) bendine göre; yerleşmiş Yargıtay kararlarında da kabul edildiği üzere, kan gütme saikiyle öldürme hâlinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmedilmesi, fiilin sadece kan gütme saikine bağlı olarak işlenmiş olması hâlinde söz konusu olabilecektir. Ancak, belirtilmelidir ki, haksız tahrikin koşullarının bulunduğu hâllerde, bu bent hükmü uygulanamaz.

Nihayet, (j) bendine göre; töre saikiyle öldürme hâlinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmedilecektir. Ancak, bu hükmün uygulanabilmesi için, somut olayda haksız tahrikin koşullarının bulunmaması gerekir.

  • KORUNAN HUKUKİ DEĞER

Kasten öldürme suçu ile korunan hukuki değer; “yaşama hakkı”dır. Yaşama hakkının korunması aslında kişinin diğer haklarını kullanabilmesi için de zorunluluk arz etmektedir. Zira yaşama hakkı ihlal edilmiş olan bir kimse diğer haklarını da kullanamayacaktır. Ceza Hukuku, tüm haklardan önce yaşama hakkını korumaya bu nedenlerle özen göstermekte ve tüm haklardan önce bu hakkı korumakla yükümlü olmaktadır.

Yaşama hakkının korunması kişisel olduğu kadar, toplumsal açıdan da bir hayli önem arz etmektedir. Yaşama hakkının korunmasıyla fertlerin hayatının, Devletin koruması altında olduğu yolundaki güven duygusunun sarsılması önlenmektedir. Kanunun ilgilinin rızasıyla gerçekleştirilen öldürmeleri de cezalandırması, insan hayatına sosyal bir değer yüklendiğini de gösterir.

  • SUÇUN MADDİ UNSURLARI

a) Fail

Kasten öldürmenin faili herkes olabilmektedir. Fail bakımından özel bir düzenleme yer almamakta olup kadın, erkek, çocuk, yaşlı olan herkes suçun faili olabilmektedir.

b) Mağdur

Tıpkı failde olduğu gibi Kasten Öldürme suçunun mağduru, herkes olabilmektedir. Mağdurun hiçbir niteliği mağdur olabilmesi açısından farklılık arz etmemektedir. Mağdur aynı zamanda suçun üzerinde işlendiği suç konusudur. Bu yönden mağdur ve suç konusu birleşmektedir. Söz konusu suçun mağdurunda iki özellik aranmaktadır :

  1. İnsan olmak,
  2. Hayatta olmak.

1) Kasten Öldürme suçunda, mağdurun insan olması özelliği, “ana rahmindeki cenin” nedeniyle belirtilmiştir. Ana rahmindeki cenin, bu özellik nedeniyle insan olarak kabul edilmemekte ve cenini ortadan kaldırma, kasten adam öldürme olarak nitelendirilmemektedir. Cenin, ana rahminden tam olarak çıkıp nefes almaya başlamasından itibaren, kısaca doğumun bitmesi ile insan olarak kabul edilmektedir.

2) Kasten öldürme suçunun var olabilmesi için mağdurun hayatta olması gerekmektedir. Bu nedenle ölmüş kişi, suçun mağduru olamaz; ceset üzerinde kasten öldürme suçu işlenemez.

c) Hareket

Kasten öldürme suçu her türlü şekilde ve her araç ile işlenebilen bir suçtur. Genellikle maddi ve icrai hareket kullanılmaktadır. Ancak ihmali yol ile de işlenebilen söz konusu suç TCK'nın 83. Maddesi kapsamında düzenlemeye alınmıştır. Ateşli silah, kesici, paralayıcı, delici alet, zehir çoğunlukla kullanılan araçlardır; tabanca, bıçak, zehir bu araçların belirgin örnekleridir. Suç faili bu araçları kullanarak mağdurun vücudu üzerinde ağır tahribat yaratıcı eylemde bulunmaktadır: Tabanca ile ateş etmek, bıçağı mağdurun vücuduna saplamak, zehir kullanmak, boğmak, yüksekçe bir yerden itmek ve parçalayıcı bir köpeği mağdurun üzerine saldırtmak gibi.


d)Netice

Kasten Öldürme suçunun neticesi, ölüm ile meydana gelecektir. Ölüm, insan yaşamının sona ermesidir.


e) Nedensellik Bağı

Suç bakımından hareket ile netice arasındaki bağlantıyı ifade etmektedir. Kasten adam öldürme suçunda hareket ile netice arasındaki bağlantı, tek hareketten tek bir neticenin meydana gelmesi durumunda sorun olarak ortaya çıkmamaktadır. Ancak neticenin, birden fazla hareketin etkisi ile meydana gelmesi ya da failin hareketinden önce var olan sebeplerin ve hareketten sonra başka sebeplerin de ortaya çıkması durumunda önemli bir nedensellik sorunu ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple bu tespiti çok önemlidir. Nitekim bu hususa örnek olarak T.C. Yargıtay Ceza Genel Kurulu E. 2008/1-186 K. 2009/147 Sayılı ve 02.06.2009 tarihli kararında ;

"...Yargıtay Ceza Genel Kurulunun ve Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında vurgulandığı üzere, anılan maddenin uygulanması için, fail tarafından meydana getirilen ve ölüme neden olan yaralanmanın bizatihi öldürücü nitelikte olmaması, ölümün eklenen bir nedenden meydana gelmesi ve eklenen bu nedenin olası olmayan, beklenmeyen bir neden olması, koşullarının gerçekleşmesi gerekmektedir.


Ancak, yasa koyucu 5237 sayılı TCY'da benzer bir hükme yer vermemiştir. Bu nedenle, sonradan eklenen nedenlerin yarattığı etki ile ölüm neticesinin meydana geldiği olaylar yönünden, failin hukuki durumu, somut olayda meydana gelen neticenin faile isnat edilip edilemeyeceği, yani eylem ile netice arasındaki nedensellik bağı bulunup bulunmadığı belirlenerek, saptanmalıdır. ..." denilmiş ve öncelikle bu hususun saptanması gerektiğini belirtmiştir.


f) Teşebbüs Hali

Kasten öldürme suçunda fiilin neticesinde mağdurun ölmemesi, hayatta kalması durumunda teşebbüs söz konusu olmaktadır. İncelenen suçta, teşebbüs durumu, yapılan eylemin mağdurda yarattığı müessir fiil nedeniyle önem kazanmaktadır. Öldürmeye yönelik hareket, mağdurun vücudunda yara, sağlığında bozulma meydana getirmekle TCK’nın 86. Maddesinde yer alan Kasten Yaralama'nın etkileri de doğurabilecektir. Diğer bir anlatımla, adam öldürmeye teşebbüs hali ile Kasten Yaralama arasında ciddi benzerlikler bulunmaktadır. Bu nedenle, kasten öldürmeye teşebbüs ile kasten yaralama arasındaki ayırımı belirleyebilmek için Yargıtay’ın ve doktrinin ortaya koyduğu bazı ölçütler bulunmaktadır.

Bu ölçütleri şu şekilde belirtebilmek mümkündür :

1- Fail ve mağdur arasında bir düşmanlığın, geçmişte önemli bir anlaşmazlığın bulunup bulunmadığı,
2- Failin kullandığı aletin adam öldürme için elverişli olup olmadığı,
3- Failin hareketlerine devam edebilme olanağına sahip olmasına rağmen devam edip etmemesi,
4- Failin kullandığı silahı etkili olarak kullanma olanağına sahip olmasına, örneğin, silahında mermi olmasına rağmen, hareketlerine devam etmemesi, silahını tamamen boşaltmaması,
5- Fail ve mağdurun bulundukları yerler, bunlar arasındaki mesafe ve fail atış mesafesi,
6- Mağdurun vücudundaki yara yeri, yaranın vücudun üç hayati boşluğunda (baş, göğüs, karın) yer alıp almadığı,
7- Failin saiki,
8- Failin psikolojik durumu,
9- Failin olay anındaki hareketleri, kullandığı sözleri,
10- Eylemin işlendiği zaman.

  • SUÇUN MANEVİ UNSURU

Suç kasten işlenen bir suçtur. Failin hareketi ve neticeyi bilerek ve isteyerek
işlemesi durumunda ortaya çıkan kusurluluk çeşidi kast olmaktadır. Bu kast, suçun
basit halinde ve pek çok nitelikli halde, genel kasttır.


  • HUKUKA AYKIRILIK UNSURU

Kanunda kasten öldürme suçu ile ilgili hukuka aykırılığı belirleyen bir terim kullanılmamış, hukuka uygunluk hali de öngörülmemiştir. Kasten öldürme suçu, kişinin hayatına yönelik ağır bir suç olmakla, kişinin kendini savunmak için aynı ağırlıkta karşılık vermesi, uygulamada meşru savunmanın ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Dolayısıyla, çok ağır nitelikli saldırılarda, haksız taarruzlarda, kendini savunma durumunda kalan kişi aynı eylemi gerçekleştirdiğinde meşru savunma söz konusu olabilmektedir. Aynı durum yine zorunluluk halinde de söz konusu olabilecektir.


  • SUÇUN NİTELİKLİ HALLERİ


  1. Fiilin tasarlanarak işlenmesi
  2. Fiilin canavarca bir hisle veya eziyet çektirerek işlenmesi
  3. Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle fiil işlenmesi
  4. Üstsoy ve altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı fiilin işlenmesi
  5. Kasten adam öldürme suçunun, çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiye karşı işlenmesi hali
  6. Filin gebe olduğu bilinen kişiye karşı işlenmesi
  7. Kasten adam öldürmenin, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesi
  8. Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten adam öldürmenin işlenmesi
  9. Suçun, bir suçu işleyememekten dolayı duyulan infialle işlenmesi
  10. Kan gütme saiki
  11. Töre saiki


KAYNAKÇA


  • https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/804119

  • https://www.acarindex.com/pdfler/acarindex-d4b12b52-e22c.pdf